6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş merkezi iki büyük deprem, Türkiye’deki kentsel dönüşüm gerçeğini bir kez daha gündeme getirdi.Yerinde dönüşüm, kentsel dönüşüm, deprem dirençli kentler artık hayatımızın bir parçası haline geldi.Deprem sonrası kentlerin yeni yapısı, yeniden yapılandırılması kaçınılmaz bir gerçek olarak önümüzde dururken, buna ilişkin nasıl bir yol haritası izleneceği merakla bekleniyor.Kentsel dönüşümde özellikle yerel yönetimlerin uyması gereken, mevzuat ve hükümlülükleri sıklıkla dile getiren Kentsel Dönüşüm Uzmanı ve İnşaat Mühendisi Zeki Yıldırım, buradaki rant, kent kimliği ve halk gerçeğine dikkat çekti.Sosyal medya hesabından konuya ilişkin bir paylaşım yapan Yıldırım, “Kentsel dönüşüm; kentsel alanlardaki fiziksel, çevresel ve sosyal yapıların iyileştirilmesi veya değiştirilmesi sürecini ifade eder. Bu süreç eski ve kullanılmayan alanların yeniden değerlendirilmesi, binaların güçlendirilmesi veya yenilenmesi, çevresel düzenlemelerin yapılması adımlarını içerir” dedi. ‘RANTSAL DÖNÜŞÜM’
Kentsel dönüşümde bölge nüfusunun göç verilmemesi üzerine odaklanılması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, yerinde dönüşüme dikkat çekti. Bu tür projelerin mutlaka halk odaklı olması gerektiğini de sözlerine ekleyen Yıldırım, şunları ifade etti: “Kentsel dönüşüm, kentsel alanların yaşanabilirliğini artırmayı, çevresel sürdürülebilirliği sağlamayı ve ekonomik değerleri artırmayı amaçlar. Bu süreçler işletilirken bölgenin sosyo-kültürel yapısının korunması ve bu yapıya uygun bir mimari anlayışla planlama yapılması önem arz eder.Dönüşüm süreci işletilirken mümkün olduğunca dönüşüm bölgesinin nüfusuna göç verdirmeyecek, yerinde koruyacak çalışılmalar yürütülmelidir. Böylece bölgenin sosyo-kültürel yapısı korunmuş olur ve dönüşüm projesi sürdürülebilir hedefine ulaşır. Çünkü kentsel dönüşümün bir diğer adı “Yerinde Dönüşüm”dürAksi durumda; bölge halkı göç ettirilerek yapılan planlamalar halk odaklı olmaz ve “Rantsal Dönüşüm”e dönüşür. Bu da sürdürülebilir olmaz ve yozlaşmaya sebep olur.”
Kentsel dönüşümde bölge nüfusunun göç verilmemesi üzerine odaklanılması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, yerinde dönüşüme dikkat çekti. Bu tür projelerin mutlaka halk odaklı olması gerektiğini de sözlerine ekleyen Yıldırım, şunları ifade etti: “Kentsel dönüşüm, kentsel alanların yaşanabilirliğini artırmayı, çevresel sürdürülebilirliği sağlamayı ve ekonomik değerleri artırmayı amaçlar. Bu süreçler işletilirken bölgenin sosyo-kültürel yapısının korunması ve bu yapıya uygun bir mimari anlayışla planlama yapılması önem arz eder.Dönüşüm süreci işletilirken mümkün olduğunca dönüşüm bölgesinin nüfusuna göç verdirmeyecek, yerinde koruyacak çalışılmalar yürütülmelidir. Böylece bölgenin sosyo-kültürel yapısı korunmuş olur ve dönüşüm projesi sürdürülebilir hedefine ulaşır. Çünkü kentsel dönüşümün bir diğer adı “Yerinde Dönüşüm”dürAksi durumda; bölge halkı göç ettirilerek yapılan planlamalar halk odaklı olmaz ve “Rantsal Dönüşüm”e dönüşür. Bu da sürdürülebilir olmaz ve yozlaşmaya sebep olur.”